Erivan'dan Kazbegi'ne


Sabah kapı vurmasına uyandık, saat sekizde kahvaltı istemiştik, onu getirmişler tam sekizde: )

Kurban bayramının ilk günü, kahvaltı öncesi akayımın elini öptüm bayramlaştık. omlet, ayva reçeli, tereyağı ve çaydan oluşan  kahvaltımızı yaptık. birlikte olunca her şey güzel oluyor be (utanmış yüz)



Planımız, soykırım müzesini gezdikten sonra Gürcistan'ın Rusya sınırına kadar gidip orada kalmak. İşte başlıyoruz...

Özgürlük Meydanı'nın gündüz fotoğrafları. Akşam gezme şansımız olduğu için çok şanslıyız



Panorama çekime astigmat karışınca : )



Güneş doğudan yükselir


Burçin ve Kamil 


Erivan caddeleri 
  


Ararat'ın fabrikası 
 

ve sözde soykırım olduğunu anlatan müze. Müze, ağrı dağını gören, ormanlık bir alan içinde tepede yer alıyor. biz gittiğimizde kapalıydı bu nedenle içini gezemedik


Sağdaki büyük Ağrı, soldaki küçük Ağrı



 

 

Bu teyze her gün buradaki çiçekleri yeniliyor ve alanın bakımını yapıyormuş



 Fransa'dan

Sözde Soykırım hatırasına dikilen ağaçlar









 
 Müzenin girişi 

Dışarıdan içeriye bakış, duvarda isimler yer alıyor



Artık dönme vakti,



Kuzeye uzun bir yol bizi bekliyor, malum daha Tiflis'ten çıkmamız lazım : ) Dönüşte bir süper markete uğradık, yerleşim, ürün çeşitliliği, personel ilgisi, ışıklandırma vs. bizim marketlerden çok daha iyiydi.Market çıkışında Gürcistan yoluna çıkarmaları için taksiciler ile 5 liraya anlaştık, iyi ki de öyle yapmışız yoksa bir Tiflis faciası da burada yaşarmışız :))






Yol sınıra 20-30 km kalaya kadar gidiş geliş ve düzgün, kısa süre sonra Sevan gölüne varıyoruz. Sevan Gölü, Kafkasya' nın en büyük gölü, aynı zamanda 1900 m. yüksekliğiyle dünyanın bu büyüklükteki en yüksek gölü, Gölün Ermenice ismi Sevan, urartuca "Sular ya da Göller Ülkesi" anlamına gelen Suina'dan gelir. Ne güzel bir isim. Osmanlı ise göle Gökçe adını vermiş. Dedekorkut kitabında göl, "Gökçe Deniz" adıyla geçiyormuş (wikipedia).




 


 Ben ve Kamil
  

Sevdiceğim

 

Bundan sonra little water hariç Gürcistan'a kadar durmak yok : )




 


Little water molası





Dağ yollarından ilerlerken radyomuzda Azerbaycan radyosu çalıyor, bayram kutlamaları arasında Orhan Gencebay'ın Hatsız Kul Olmaz isimli parçası Tarkan yorumuyla Azeri müzik listelerinde anonsu geliyor, işte sizler için




Sınıra yaklaştık az sonra Gürsitan sınırındayız



Sınırda çıkış ücreti ve işlem ücreti ödedikten sonra rutin kontrollerin ardından geçiş yapılıyor. Çıkışta, 5 lira işlem ücreti, 115 lira çıkış ücreti ödedik. Benim Erivan sınırında, ama çok para alıyorsunuz itirazlarıma rağmen sınırdan sorunsuzca geçtik ve Burçine bu sınır geçişlerinden 50 senelik hikaye
çıktı : )))

Gürcistan sınırına vardığımızda yollarda kalabalık gruplar halinde bir hareket vardı, bayram ziyaretleri başlamıştı.


Acaba kurbanı burada kesebilir miyiz diye düşünürken bir Azeri benzinliğinde mola vermeye karar verdi. Pompacı çocuğun ikramı çayımızı içeken sohbet başladı, o arada köy muhtarı geldi, köy ahalisinden üç beş kişi daha katıldı. Ruslar'dan, Ermenistan'dan, Türkiye'deki dizilerden, köydeki yaşamdan vs. koyu bir sohbetin ardından müsade istedik.  Bu arada, burada ilk günü ibadet ile geçirilir, kurban ikinci gün kesilirmiş, bu nedenle kurban kestiremedik.

Aşağıdaki hurmalar sohbet ettiğimiz amcalardan birinin hediyesi. Bayram şekelerimiz, söylemesi ayıp çok lezetlilerdi.




Tiflise yaklaşıyoruz yaklaştıkça bir heyecan kaplıyor içimi acaba kaç tur atacağız :))


Plakaya dikkagt Adv=adventure : )



Tiflise girdiğimizde Kazbegi yolunu soruyoruz. Kimlere sormadık ki Socar'da ki güvenlik görevlisinden tutunda rastladığımız Türk tır şoförüne kadar ama Tiflisten çıkmamız yine bir saati buldu :)) Burçin biraz sakinleşmek için durdu ve iki çiğbörek ve iki kola alarak cebimizdeki son 100 larinin 5 larisini harcadı, bu neden mi önemli, az ileride : ))


Sonunda Kazbegi yoluna düşebildik. O kadar tatlı virajlar var ki motosiklet ile gelmediğimiz için baya hayıflandık 




Yol tahminizden uzun sürdü gün hafiften pudralanmaya başladı







Ara ara durup doğru yolda mıyız diye tarif alıyoruz ve kaç km kaldığını öğrenmeye çalşıyoruz trinatsat mı trisat mı diyorlar anlamıyorum, ikisi de değilmiş



 

Gün kararmaya başlıyor kafkas dağları gözüküyor, aramızda az kaldı herhalde diye konuşuyoruz, km sormaya devam ama denilenlerin hiç biri çıkmıyor, biz gittikçe gidiyoruz, sıcaklık düşüyor gün hızla kararmaya devam ediyor.



Bir noktadan sonra yol o kada bozuluyor ki çukurlar, tümsekler arasından geçmeye çalşıyoruz, yalandan bir tünel


Sol taraf uçurum, tünel neredeyse tek araçlık


 
Sıcaklık gittikçe düşüyor, yol ise aynı oranda bozulmaya devam ediyor. Hava ise karardı. Ara sıra araç geçiyor ve hepsi bizden iki kat hızlı hareket ediyor.Burçin gerildi, dönelim diyor, ben bukadar yol geldik gidelim diyorum. Rastladığımız polis arabasına yolu ve kaç km kaldığını soruyoruz. yol aynı, 13 km kaldı diyor. Arabanın debriyajının da kötüleşmesiyle Burçinin kulaklarından dumanlar çıkmaya başladı korkuyorum bu sefer alttan alma sırası bende :))) ve geri dönüyoruz. Söylene söylene , döne döne :))
 

O beş lari varya bizi bu barakaya mahkum etti.  Hemen karşısında bizim kamu lojmanları tarzı bir otel vardı 175 lariden, sadece yatak ücreti 100 lariye kadar düştüler, bizde 95 lari var dedik kabul etmediler, kartta istemediler kaldık mı dımdızlak.

Bu barakaların sahibi olan restorana gittik, içerisi domuz eti kokuyor ama öyle böyle değil, neyse 75 lari çingenelik yaparak kahvaltı dahil anlaştık. Yatak, yastık domuz eti kokuyordu, banyoda sıcak su yoktu, ısıtıcı ancak kendini ısıtıyordu


Dedik ki bizi Medof paklar :)


Bu arada sabah kahvaltımızı akşamdan istedim :)) Tüm Gürcistan boyunca yediğimiz en lezzetli haçapuriydi.

Şerefinize 
 


Türkiye'de görüşmek üzere...


Yorumlar

loool coper dedi ki…
Yayınladığın, yazıların en keyifli olanıydı. Eline sağlık :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çeçenistan Caharkala (Grozni)- Dağıstan Mahaçkale-Budenovsk

Kırım'a gitme fikri

Kapiskor (Morskoye) - Şelen (Gromovka) - Kapustalik (Sadove)