Kürkçü'ye dönüş
Tatilin son günü. Tatil dönüşleri yol uzun olur, uzar uzar da bitmez. Çocukken gittiğimiz kampların dönüşlerini de sevmezdim. Araçlar klimalı olmadığı için sabah erken kalkılır, araçlar evlerin önüne çekilir, valizler, erzaklar yüklenir ve o güzelim mavi geride bırakılarak bir sonraki senenin hayalleri kurulurdu.
Neyse biz de erkenden yollara düştük, bu sefer ertesi güne hazır olmak için (yaş ilerliyor tabii). Sabah süprizi araba neredeyse buz tutuyormuş.
Kelkit tabelasını geçerken (Mervecim bu fotoğraf senin için) sıcaklık 4 dereceyi gösteriyordu.
Erzincan'a doğru gidiyoruz, Burçin, Hacı Annesi ve Hacı Babasının, kara treni görmek için yürüyerek Erzincan'a gidişini anlatıyor. Döndüklerinde köy halkına anlatıyorlarmış, "üstünden buhar çıkarıyor koccammann da lambası var: ))" Hey gidi heyyyyy. Erzak almak için de gidilen bu yol araçla bir saat sürüyor ve coğrafya aşağıdaki gibi.
Dönüş yolu ya, fotoğraf çekesim de olmamış. Erzincan girişinde bir benzinlikte kahvaltı için duruyoruz. Dükkan sahibi amcanın ağzı iyi laf yapıyor, orta düzey bir kahvaltıya yüklüce bir miktar ödedikten sonra yola koyuluyoruz.
Ankara'ya yaklaştıkça plakar 06'ya dönüyor ve yol kalabalıklaşıyor.
Saat üç gibi Ankara'da olmamıza rağmen Bayram dönüşü olması sebebiyle Ankara'nın girişi o kadar kalabalıktı ki ancak akşam altıya doğru eve varabildik...
Bir sonraki gezide buluşmak üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder