Hazırlıklar ve Matruşka Kent Giresun

Heyecanlıyım. Bir yandan gideceğimiz yerlere ilişkin araştırma yapıyoruz, diğer yandan yolda ihtiyacımız olabileceğini düşündüğümüz malzemeleri tamamlıyoruz. Heyecanlıyım çünkü; ilk defa kendi motosikletim ile yurt dışına çıkacağım, ilk defa motosiklet-yurtdışı ve sadece ikimiziz, gitmeyi planladığımız rotayı kim duysa "orada bombalar patlamıyor mu güvenli mi?" sorusunu soruyor, annem, babam, kayınvalidem ve kayınbabam tedirgin...

İşte çıkmadan önceki akşam. Babam umursamıyormuş, gündelik oturmaya gelmiş sanki, annem tembihlerinin arasında "bizi mi çekiyorsunuz?" diye soruyor : ))

Timuçin sağolsun. Bizi sakinleştirdi, O olmasa, yukarıda gördüğünüz bir arka çanta ile aşağıda gördüğünüz bir sosis çantaya nasıl sığardık bilmiyorum. 

Yola çıkmadan önceki gecelerin vazgeçilmezi "uykusuz gece" yine bizimleydi. Sabah kalktığımızda, biraz yorgun, biraz heyecanlı, biraz şaşkın, çokça mutluyduk: )

 

Son düzenlemeleri de yaptıktan sonra yola koyulduk. İlk uzun molayı Çorum, sonraki uzun molayı Samsun girişinde verdik. Biraz üşümüş mü ne:)?   

Anacığımın börekleri

Çorum-Çarşamba arası o kadar rüzgarlıydı ki motosikleti yolda tutmakta oldukça zorlandım. Bir ara, rüzgarın, beni ve motosikleti iki santim yana atmasıyla yusufta bizimle beraber kaydı :))

Çorum'a vardığımızda, nedense aşırı bir güven geldi bize (ki motosiklet üzerinde en tehlikeli duygu halinden biridir). Biz bugün Trabzon'a gideriz gibi cümleler kurmaya başadık :)) Ordu'ya vardığımızda sinirlerimiz gerilmiş ve yorulmuştuk. Bunun üzerine Giresun'a kadar gidip orada kalmaya karar verdik.

Giresun bizi gezi parkına destek eylemiyle karşıladı.

Otelimize yerleştikten sonra kendimizi hemen alana attık. İstanbul ve Ankara'nın aksine polis burada sakindi.

Genç çotanakalar ve Çarşı bir arada

 

 

Giresun, Eylemi sekize doğru marşlar ile sonlandırdı. Biz de karnımızı doyurmak üzere meydandaki Deniz Lokantasına girdik.

 

 

 

Lezzetli ve uygun fiyatlı bir yemeğin ardından (bu arada ticket geçiyor), Burçin'in tabiriyle Matruşka Kent Giresun'u geziyoruz (neden matruşka kent: Giresun, şehre ilk girişte, sahil boyunca kurulmuş küçük bir şehirmiş gibi geliyor ancak ilk sapaktan dönmenizle birlikte şehir içinde başka şehir, bir başka şehir daha olduğunu görüyorsunuz)
Matruşka Giresun'dan kareler

 

 Çınarlar Camii (1874)

 

 Penceredeki çiçekler

Seyyid Vakkas Türbesi. Seyidd Vakkas, Giresun'un manevi mimarlarından kabul ediliyormuş. Manevi ifadesi, Vakkas'ın Fatih Sultan Mehmet'in ordusunda yer almış ve Trabzon'un fethi sırasında  Giresun'a girmiş olmasından kaynaklanıyor sanırım. Türbe, 1888 yılında, Giresun Kaymakamı Mehmet Ali Bey tarafından yaptırılmış.

 Güzel bir sahil şeridi var. Kafelerin ve ufak mağazaların yer aldığı Cumhuriyet Parkı sahilde yer alıyor.

 

 
Fala sadece kadınların meraklı olduğunu düşünenlere gelsin : )))

Hoppaaaa :)

 

Ankara-Giresun: 602 km

Yanımıza Ne Aldık

Motosiklet Kıyafeti:    Mevsimlik, içlik, birer yağmurluk, reflektifli yelek, birer çift kışlık eldiven.

Günlük Kıyafet:           Yazlık kıyafet, birer polar, spor ayakkabı, terlik.

İlk Yardım Çantası:     Batikon, sargı bezi, gazlı bez, kan durdurucu, farklı boylarda yara bandı, sargı       bandı, boyunluk.
Kan durdurucu - celox almak istedim ancak gitmeden önceTürkiye distribütörünü bulamadığım için onu  alamadım. Sonrasında öğrendim ki distribütör Nettaş Group Ltd. Şti.

Alet Çantası:                Navigasyon (Ukrayna ve Rusya Haritası yüklendi), buji lokması, iç lastik, lastik tamir kiti, çakmak şarjlı pompa, ingiliz anahtarı, allen anahtar, çeşitli boylar tornavida ucu, chrome vanadium 24, sigorta, loctite, kelepçe, kafa lambası, levye, kilit, yedek anahtarlar, dock tape, çakı.

Pasaport, ruhsat, ehliyet ve nüfus cüzdanı fotokopileri.