Kapiskor (Morskoye) - Şelen (Gromovka) - Kapustalik (Sadove)
Burçin bayram namazı için erkenden kalkıyor hazırlıklarını yapıp Rüstem ağabey ile birlikte camiye gidiyor. Bense uykuya yenik düşmüş durumdayım.
Döndüğünde saat sekizi geçiyordu. Bu arada Ahtem amcalar gelmiş. Bir yandan Burçin'den cami hocasının vaazını dinliyorum (bu konuya daha sonra değinmek istiyorum) bir yandan da hazırlanıyorum. Bayramlığım bile var, Türkiye'den gelmeden önce çok severek aldığım uzun beyaz elbisem :)))
Kahvaltı için bizi bekliyorlar. Bayramlaşmanın ardından kahvaltıya oturuyoruz. Kahvaltı sofrasında, hele ki bayram sabahı, yapılan sohbetin tatı bir ayrı oluyor.
Hatice abla annesine süpriz yapacak. Saniye teyzeyi arıyor bu bayram gelemeyeceklerini işlerinin olduğunu söylüyor ve annesinin bayramını hayırlıyor. Tabii Rüstem abi rahat durmuyor arkadan fon yapmaya başladı bile :)) Sohbet güzel ama hem Hatice abla anacığını görmek için sabırsızlanıyor hem de bizim gidecek çok yerimiz var. Sanki bir sonraki bayram görüşecekmişiz gibi vedalaşıyoruz...
Ahtem amcanın arabası önde biz arkada Şelen'e doğru yola çıkıyoruz. Ahtem amca gitmeden önce eskiden babannemin, dedemin yaşadığı yerleri gösterecek bize. Babannemin mezarı için toprak alacağım Kapiskor'dan.
Biraz hüzenleneceksiniz belki ama videodan önce sizlerle babannemin vefatından sonra yazdığım bir şiirimi paylaşmak istiyorum, göz kapağının açılıp kapanma süresinde geçen yaşam hakkında.
..........
Ağırlığın bir nefes kadar bu dünyada
Kaskatı kesilipte cemaatin önüne yatırıldığında
Helal edilen haklar kadar ağırlığın da
Bir varsın bir yoksun
Hikayelerde anlatılan üçüncü elma
Girdin mi kabire
Günahların kadar ağırlığın da (Sudak)
..........
Ahtem amca duruyor biz de duruyoruz. Bizi Burçin'in sabah namazına gittiği eski camiye doğru götürüyor. Videonun otuz otuz beşinci saniyeleri arasında solumuzda kalan yer eskiden Kırım Tatar mezarlığıymış. Sürgün sonrası bölgeye yerleştirilmiş Ruslar, mezarlığın üzerine ev yapmış.
Toprağımı da aldım. Artık Şelen'e gidebiliriz.Güzel gözüküyor di mi, Maşallah. Şelen'in havası çok temiz olduğu için solunum yolu hastalıkları olanlara burayı tavsiye ediyorlarmış. Bu nedenle toprak fiyatları diğer yerlere göre oldukça pahalı.
Hatice ablanın torunu Saniye'nin kime çektiği belli oldu. Hatice ablanın annesi Saniye teyzeye. Nasıl pozitif tatlı bir teyzecik anlatamam. Bayram da olunca ev hiç boş kalmadı, hiç tek fotoğrafını çekmemişim.
Hatice teyzemin evinden
Ayakta yan duran Hatice teyze |
Genç Çelebiler kart anaları ile |
Sabah dokuz kahvaltısının üstüne saat onbir yemeği yedik. Yemek sonrası hemen kalkmak olmaz ama Kapustalik'e gitmek üzere müsade istedik mecbur. Daha gidecek pek çok yer var. Kaşla göz arasında bahçeden bir torba üzüm verdiler yolda yersiniz diye. Bahçenize kesenize bereket olsun.
Navigasyonun ayarlarındaki ufak bir oynama bizi yolu berbat ama doğası harika bir yola soktu. Karşıdan sıklıkla gelen arabalar olmasa kesin kaybolduk diye düşünüp geri dönebilirdik.
Bir umutsuzluk anı :)
Umutsuzluğa kapılma böyle zamanlarda en iyi şey durup biraz mola vermektir :)
Bayramlık Elbisem |
Hasret giderdikten sonra Sudak'ta izini bulduğumuz Krasnogvardeyskiy'de yaşayan Gülcihan ablayı görmek üzere hep beraber yola çıkıyoruz. Neden hep beraber derseniz meğer Gülsüm ablanın kadeleri Gülcihan abla ile aynı sokakta otururmuş :))) Gülsüm abla ve Reşat ağabey Gülsüm ablanın kadelerine biz ise Gülcihan ablaya gidiyoruz.
Gülcihan abla babamın amcasının torunu. Eşi ile birlikte yaşıyor. Bir kızı ve iki torunu var. Pazarda kıyafet satıyor. Eşi emekli olmuş ama O da çalışmaya devam ediyor.
Kızı gelmeden önce bizi sormuş nasıl giyineyim diye. Diyorum Kırım'da birşeyler oluyor diye !!
Dönme vakti yaklaştıkça program daha da sıkışıyor içime bir sıkıntı çöküyor. Burçin'e hiç dönesim yok diyorum. Deme öyle diyor. Haklı. Gülcihan ablalardan ayrıldıktan sorna Gülsüm ablanın kardeşlerinin evine geçiyoruz. İki evin bahçesi bir. Her iksinin de birer kızı var, ikisi de o kadar naif ki. Birinin bu yakınlarda düğünü olacak. Allah mutlu etsin.
Akşam eve vardığımızda saat altıyı geçmişti. Hep beraber yemek hazırladık çok keyif aldım. Hayatımda böyle güzel Özbek Pilavı yediğimi hatırlamıyorum Gülsüm ablanın eli çok lezzetli (Anneciğime not: Senin elinin yerini tutmaz tabi:))
Mekanları güzel yapan insanlar. Yemekler, süsler hepsi tamamlayıcı. Reşat ağabey'in annesi, babası, kardeşi, hanımı ve çocukları da gelince sofra o kadar güzelleşti ki anlatamam. İşte soframızdan görüntüler.
Reşat ağabey'in babasının annesi o beş yaşındayken vefat etmiş. Babası ise 1944 yılında Sovyet Rusya için savaşta. 18 Mayıs sabahı Sovyet askerleri geliyor ve amcayla birlikte tüm kardeşlerini evden çıkarıp on dakika içinde hazırlanmalarını söylüyorlar. "Babamız sizin için savaşıyor" deseler de dinletemiyorlar. Trene bindirilip Özbekistan'a gönderiliyorlar. Babalarını ise ancak 1960 yılında bulabiliyorlar.
Bu akordiyon sanırım altmış senelik.
Yüreğinize sağlık...
Yorumlar
hem siirin kendi duygusu, kendi guzelligi ile, hem de bana eski gunleri hatirlattigi icin.
akordiyon sesi ise cok baska, cok guzel. son videoda sarkiyi soyleyen teyze Rustem abinin annesi mi oluyor? sesi ve yorumu ne kadar guzel ve ne kadar puruzsuz. masallah...
Yorum Gönder