Cide

Pınarbaşındaki güzel kahvaltının ardından toparlandık ve yola koyulduk.Heyecanlıyım çünkü XT'mi, Cide yolunda artçı olup, yol sonunda eşime dolu gözlerle "ben büyük motor istiyorum" diye mızmızlandıktan sonra aldık, içindeki çocuğu öldürmemek  gerek: ) yol sarhoşluğundan fotoğraf çekmeyi unutmuşum...

Cide'ye vardığımızda daha önceden bildiğimiz liman içindeki Yalı Otele gittik. Otel kendini baya toparlamış, ücretsiz internet hizmeti, benzer otellere göre zengin bir kahvaltı menüsü ve enfes yemekler yapan bir ahçısı var: )

Plaj ve deniz keyfinin ardından liman gezintisi, adeniz kenarında güzel bir akşam yemeği ve akşam kurulan Cide'ye özel kumaştan yapılmış kıyafetlerin, hediyelik eşyaların satıldığı pazarı gezmek bizim için büyük bir keyif oldu. 

Öncelikle gün batımında Cide liman içi



Ne düşünüyor acaba :)


 Limana bisiklet ve mobiletle geliyorlar genelde. Aşağıdaki bisiklet bana çocukluğumu hatırlatıyor.





Zıplama konusunda azda olsa yol kat ettim :)


Kardeşimle yaş :)


Bu kareyi sevdim :) 

takalar geçiyor allı yeşilli
takalar geçiyor dümenleri lâzlı
takalar geçiyor en nazlı
yelkenlilerden de güzel..B. Ecevit




Hangi filmden çaldım fikri hatırlamıyorum 




Huzurlu gözüküyordu


İşte biz :) 

ve motorlarımız 

Yemekleri ve manzarayı görmeye hazır mısınız ?


Süt ve mısır taneleriyle mısır çorbamız tadı inanılmazdı. Bu arada salatanın hakkını yememek lazım.


Veeeee balıklar



Bundan sonraki durak Sinop.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çeçenistan Caharkala (Grozni)- Dağıstan Mahaçkale-Budenovsk

Resim
Ankara'da evimizin balkonunda google map üzerinden rota çalışırken Çeçenistan o kadar uzak geliyordu ki inanamazsınız. Sonunda Çeçenistan'da Caharkala'dayız. Rusların verdiği ismiyle Grozni. Grozni, Çar İvan Grozni’nin adına ithaf edilmiş ve "korkunç,müthiş" anlamına geliyor. Şehir yeniden inşaa edilmiş tek bir kurşun deliği bulmak mümkün değil. Çeçenistan'a oldukça yüklü bir finansman ayrıldığını öğreniyoruz. Geniş, ferah caddelerini, gökdelenler ve bolca camii süslüyor. Camilerden en özeli de Sultanahmet Camii'ne benzeyen Kadirov Camiisi. 10.000 kişi kapasiteli.    Camii inşaatında ağırlıklı Türkler çalışmış. Biz gittiğimizde tadilat vardı. Tadilatta çalışan Türkler'den, yakınlarda Anadolu Restoran isimli bir Türk restoranı olduğunu öğrendik. Fotoğrafdan da görüleceği üzere üzerimizde motosiklet kıyafetlerimiz var ve leş gibiyiz. Bu nedenle camiinin içine girmek istemedik.  Kısa bir dış turun ardından Anadolu Restoranı'na gidiyoruz ...
Devamı

Volvograd (Stalingrad) - Mamayev Kurgan Tepesi ve Panorama Müzesi

Resim
Böyle uzun geziler sırasında, bir gün iki gün tam teşekküllü bir evde kalmak hayat kurtarıcı oluyor. İlk gün kirli eşyalarınızı yıkıyor ikinci gün ise vücudunuz dinleniyorsunuz. Bu nedenle Telman Abi'nin evinde kalmak çok iyi geldi. Sabah güneşli güzel bir güne uyandık. Kahvaltımızı yaptıktan sonra, Telman abi bizi almaya gelene kadar, etrafı dolaşmaya kara verdik. Sitenin hemen yanında, evet siteler burada yeni bir konsept ve çok rağbet görüyor, tramvay durağı, herşey birmilyoncular ve bir pazar vardı. Eski Rus coğrafyası da dahil bu topraklarda çalışanlar genelde kadın genelde de alt ve orta düzey işleri yapıyorlar  Herkes işe gitme telaşında bizim dışımızda :)) Pazar kurulmuş   Burası da bir milyoncu  Ne arıyor yine :) Anladığım kadarıyla Stalingrad savaşı sırasında şehrin koruyucusu hava kuvvetlerini tarafından kullanılan uçak   Telman abi saat 11'de ararım demişti ve tam 11'e beş kala aradı, "sizi almaya geliyorum". İnanılmaz da...
Devamı

Kapiskor (Morskoye) - Şelen (Gromovka) - Kapustalik (Sadove)

Resim
Burçin bayram namazı için erkenden kalkıyor hazırlıklarını yapıp Rüstem ağabey ile birlikte camiye gidiyor. Bense uykuya yenik düşmüş durumdayım. Döndüğünde saat sekizi geçiyordu. Bu arada Ahtem amcalar gelmiş. Bir yandan Burçin'den cami hocasının vaazını dinliyorum (bu konuya daha sonra değinmek istiyorum) bir yandan da hazırlanıyorum. Bayramlığım bile var, Türkiye'den gelmeden önce çok severek aldığım uzun beyaz elbisem :))) Kahvaltı için bizi bekliyorlar. Bayramlaşmanın ardından kahvaltıya oturuyoruz. Kahvaltı sofrasında, hele ki bayram sabahı, yapılan sohbetin tatı bir ayrı oluyor. Hatice abla annesine süpriz yapacak. Saniye teyzeyi arıyor bu bayram gelemeyeceklerini işlerinin olduğunu söylüyor ve annesinin bayramını hayırlıyor. Tabii Rüstem abi rahat durmuyor arkadan fon yapmaya başladı bile :)) Sohbet güzel ama hem Hatice abla anacığını görmek için sabırsızlanıyor hem de bizim gidecek çok yerimiz var. Sanki bir sonraki bayram görüşecekmişiz gibi vedalaşıyo...
Devamı