Hazırlıklar, Ankara'dan çıkış ve gemi seyahati

Kırım'a gitmeden gezilecek yerlere ilişkin internek üzerinden ve basılı kitaplardan topladığınız bilgileri bir kitapçık yaptık. 2010 yılında yaptığımız kitapçığı, gezi kitapları arasından alıp okumaya başladık ve hangi şehre ne kadar ayırmamız gerektiğini hesapladık !:) Tabii ki evdeki hesap çarşıya uymadı :)

Kırım için Ukrayna'dan vize almak gerekiyor. Vize başvuruları, cumartesi ve pazar günleri dışında her gün saat 9.30 ile 12.40 arasında yapılabilir. Vize ücreti Türkiye Garanti Bankası Ankara, Hoşdere Caddesindeki şubesine yatırılıyor. İnternet üzerinden yapılan ödemeleri kabul etmiyorlar. 10 Eylül 2011 tarihinden itibaren vizelerin başvuruları ile ilgili yeni kurallar getirilmiş. Bu tarihten itibaren kapılarda 15 günlük turist vizesi alabilmek mümkün. Ancak büyükelçiliğe yapılacak başvurularun sonuçlanmasının 15 günü bulabileceği söyleniyor. Bu nedenle Ukrayna Büyükelçiliğinin sayfasını ziyaret etmekte/aramakta fayda var (http://www.mfa.gov.ua/turkey/tur/6828.htm).

Ağustos 2011'de yaptığımız başvuruda, bankaya tek giriş çıkış için kişi başı 50 dolar vize ücreti ödedikten sorna Büyükelçiliğin karşısında yer alan seyahat acentasından sağlık sigortası (15 dolar) ve voucher (20 dolar) yaptırdık. Voucher turistik vize alanların seyahat acentası üzerinden yaptırmak zorunda olduğu bir işlem, ülkeye giriş noktanızı ve kalacağınız otelin bilgilerini içeriyor. Vize başvurusu sırasında fotoğrafın arka fonu, büyüklüğü gibi kriterler aramadılar. Turistik vizenin yanı sıra misafir vizesi alınması da mümkün. Kırımda bir adres gösterilmesi yeterli. Vize ücreti 70 dolar ve voucher yaptırmaya gerek yok.

Ve gidiş günü.
Sabah saat altı, yine telefonun alarmı çalıyor bu sefer Kırım'a gitmek için kalkıyoruz. Kısa bir hazırlğın ardından bizi Kırım'a götürecek gemiye binmek üzere arabamızla Zonguldak yolunu tutuyoruz.

Yol çalışmaları da eklenince yol o kadar uzuyor ki hem nefeslenelim hem de karnımızı doyuralım diye Mengen'de harika çorba yapan Konak isimli restoranda duruyoruz. Bulgur, yayla ve ezogelin çorbaları var, daha önce hiç içmediğimiz için bulgur çorbasını tercih ediyoruz. Bulgur çorbası geldi;

ve bitti. Büyüklerimiz ne demiş tabağı sünnetlemek gerek :)

Karnı doymuş mutlu insanlar olarak yola devam

Zonguldak'a vardığımızda saat bire geliyordu. Geminin yüklenmesi ve kalkması sekizi bulacağı için bu süreç zarfında AVM gezmeyi çok seven bir çift olarak !!! Zonguldak AVM'sini patlattık, Zonguldağı gezdik

ayacıklarımı denizle buluşturdum

Burçin beni beklerken :)

ve yurtdışı çıkış harçlarımızı yatırdık.

Saat ilerledikçe ikimizin heyecanı da giderek artı.İlk kez Kırım'a gidecek olmamıza bir de 16 saatlik bir gemi yolculuğu eklenince ortaya bu fotoğraflar çıktı :)

Ve gemideyiz. Kamaramıza yerleştik. Bindiğimiz geminin bir ro-ro olması nedeniyle bu kadar konfor beklemiyorduk doğrusu

Eşyaları yerleştirip soluklandıktan sonra keşfe çıktık. Güzel bir akşam yemeğinin ardından tavşan kanı çaylarımızı yudumlarken Süvari Bey (gemide kaptana bu şekilde hitap ediliyor) son kontrollerini yapıyordu.

Suvari Bey'in virabismillah demesiyle gemimiz yol almaya başladı ve arkamızda harika bir Zonguldak gecesi bıraktık.

Sabah erken kalkıp yollara düşmemiz ve deniz yolculuğuna alışık olmamamız nedeniyle erkenden kamaramıza gidip yattık. Çok rahat geçen bir gecenin ardından güneşli bir güne uyanmak, harika bir kahvaltı ve yunuslarla birlikte seyhat, keyfimizi daha da çok yerine getirdi.

Tüm yaz tatili boyunca bir kez rusça kitabının sayfasını açmayıp dershanede verilen testi otobüste çözüp bitirmeye çalışan liseliler gibi rusça tekrarı yapmaya çalışırken objektiflere yakalandım, insan yedisinde neyde yetmişinde de o sözü gerçek sanırım:)

Kezlev'e (.Evpatorya) yaklaştığımız sırada canımızı biraz sıkan bir haber aldık. Limandaki geminin yüklenmesinin ardından limana yanaşabilecektik ve bu da gemiden ayrılışımızın planlanandan ancak altı saat sonra gerçekleşebilecek olması demekti.İlk başta moralimiz bozulduysa da Suvari Bey ve ekibinin sayesinde çok güzel vakit geçirdik. Limandaki gemiyi beklemek üzere Kezlev açıklarına demirledik ve beklemeye başladık tabii boş durmadık :) Oltalar çıktı balıklar tutuldu

 tutulan balıklar özenle temizlenerek bir güzel kızartıldı ve afiyetle yenildi :)

Vatan topraklarını uzaktan huzur içinde seyredebilme ayrıcalığını yaşarken bu topraklardan kaçmak zorunda kalan Kırım Tatarlarını düşünürken korkuyu, hüznü ve çaresizliği hissettim.

Kezlev'de gün batımını 

Bu güzel yolculuk için Süvari Bey ve mürettebatına teşekkür ederim.