Giresun-Batum-Ozurgeti-Kutaisi

İlk günün heyecanı devam ediyor, gece rahat uyuyamadık. Bugün Sarp Gümrük Kapısın'dan Batum Gürcistan'a geçiş yapacağız. Bu nedenle erkenden kaltık ve yola koyulduk. Sabah saatlerinde Karadeniz sahil yolunda biz ve motorlarımız ...
Yol kaymak gibi


Annem, bak hızlı gitmedik


Sabah erkenden çıkınca kahvaltı yapma şansımız olmadı. Bu nedenle Akçaabatta bir benzinlikte durup çorba içtik. Bu da soframızın konuğu, kuru siyah üzümü sevdi :) 

İkinci uzun molayı Of'ta Nusret Çakıroğlu'nun benzinliğinde verdik. Sarp kapısına kadar bizi götürecek benzin alıp ayrılmayı planlıyorduk ki, Nusret amca bizi masasına davet etti. Motosikletten, Burçin'in annesinin dayısı Arabacı Yusuf'tan, Trabzon Spor'dan, Of'lular Turizm'den, ülkedenin durumunda derken bir saate yakın zaman geçmiş. Sohbetin ve çayın tadı damağımda kaldı, sağolun varolun. Utandım fotoğraf çekmedim (utanmış yüz)

150 km sonra tanıdık bir manzara, Sarp kapısı Türkiye-Gürcistan sınırı. Bu kapıyı çok arayacağız çokkkkkk....

Türkiye tarafında; 15 TL harç pulunu aldıktan sonra ilk kapıda pasaport işlemlerini yaptırıyorusunuz. Üç metre ilerdeki ikinci kapıda ise motosikletin çıkışı yapılıyor.

Gürcistan tarafında; her iki işlem de aynı kapıda gerçekleştiriliyor.

Toplam işlem süresi, sıra olmaz ise 15 dakika. Sigorta, uluslararası ehliyet, ekstra bir ücret talep edilmiyor. Unutmayın arada bir saat fark var. Gürcistan 1 saat ileride... Gürcistan sınırından yaklaşık 10 km sonra para değişimi yapabileceğiniz ve benzin alabileceğiniz yerler bulunuyor. Benzin için Socar'ı tavsiye ederim.

Öğle vakti olması nedeniyle yemek yiyelim dedik ve yine sınırdan on km civarında yer alan Karadeniz Dinlenme tesislerinde durduk. Kuzu eti, salata, iki suya 30 lira verdik ancak kuzu eti baya yağlıydı : ) bu arada işletmecileri Türk değilmiş. Tüm bu nedenlerler tavsiye edilmez. İşte biz ve  yemeciğimiz.

Salatamız, lezzetliydi
 
 Etlerimiz parçalı etli (alta yağları koymuşlar) ve lezzetsizdi
Fındık ağaçları ile kaplı bahçe güzeldi
Biz her zamanki gibi güzeldik :))
Her gezide bir kazık olur, heyecanın ondan sonra geçer :)) Bu gezinin kazığı da burasıydı denilebilir. Batum'dan sonra Kutaisi'ye doğru yola koyulduk. Genelin aksine Tiflis'i gösteren yol yerine Ozurgeti'yi gösteren yolu tercih ettik. İyi ki öyle yapmışız. Bol inekli olmasına karşın çok keyifli bir yol yaptık.

Kısa molamızdaki tatlılardan sonra sizi harika doğa manzaralarıyla baş başa bırakacağım.
 Başlıyoruz : )


Bu zavallı keçi, yol kenarında ama yollarda çok fazla kedi ve köpek ölüsü var :((( Trafiğe bunların yanı sıra inekler de eklenince daha da fazla dikkat gerekiyor.
 
tanıdık geldi mi
daha yakından bakalım

daha da yakından... cık mı, ban da gelmedi. Natanebi nehriymiş :))


Sonuç: Ozurgeti yolu, motosiklet sürücülerine şiddetle tavsiye edilir (not: aylardan Haziran)

Bol virajlı, bol yeşilli, az araçlı, bol inekli, keyifli mi keyifli bir yolun ardından Kutaisi'deyiz. Giresun Kutais arası 481 km. Navigasyonda Gürcistan haritamız olmadığı için şehre girdikten sonra el yordamıyla ilerliyoruz. Bir taksiciye otel soruyoruz, ben götüreyim para verin demek yerine tarif ediyor! şehri daha da çok sevdim :)))

İlk bulduğumuz otel (Emperior Hotel'di sanırım) 130 lari istiyor. 100 lari teklif ediyorum kabul etmiyor. 100 lari'ye bir arkadaşının evini kiraladığını söylüyor, 75 lari teklif ediyorum arkadaşı kabul etmiyor. Sonra 100 metre ilerde "Old TownHotel"i buluyoruz. 100 lari'yi kahvaltı dahil 85 lariye bağlıyoruz: )


Neden Old Town Hotel: Temiz, merkezi, fiyat kalite açısından oldukça iyi, kablosuz internet bağlantısı, Türkçe anlaşabilme şansı, güzel ve uygun fiyatlı yemek. http://www.oldtown.ge/

Güzel yemek kısmı önemli. Çünkü şehirde yemek yiyebileceğiniz restoran bulunmuyor ya da biz göremedik...  Bir haçapuri sezonunu daha açtık, hayırlı olsun : )
 
Masamıza oturduğumuz sırada, "ne güzel Türkçe duymak" diyerek yanımıza oturan, Antalya'da yaşayan bu kadın bir Gürcü ama tam Türk olmuş :) Güzel yemeğe hoş sohbet de eklendi daha ne isteyim:)
Bu kumru masamızın diğer misafiriydi
Bu arada meydanda pek çok yarış motoru olmasına karşın

Bizim motorlarımız oldukça ilgi çekiyor :)
El yordamıyla şehrin en truistik yerine gelip yerleşmişiz. Karnımız da doyduğuna göre artık gezme vakti


Gürcistan’ın ikinci büyük kenti olan Kutaisi, Riori Irmağının  iki yakasına kurulmuş. Sovyetler Birliği döneminde ağır metal sanayiinin merkezi olan şehir, SSCB'nin dağılmasının ardından bu özelliğini kaybetmiş ve şehirden dışarıya göç başlamış. Şehir ekonomisini küçük ticaret hanelere dayanıyormuş.

Gürcistan Kralı III. Bagrat’ın 11. yüzyılın başlarında yaptırdığı Bagrati Katedrali ve 12. yüzyılın hemen başında Kral Kurucu Davit'in yaptırdığı Gelati Manastırı (bkz: vikipedia) UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan ve şehrin turistik olarak gezilebilecek iki yeri ancak biz şehrin kendini dolaşmayı tercih ettik ve birazdan daha yakından göreceğiniz teleferik ile yukarıdaki B. Gabashvili Kültür ve Dinlenme Parkı'na gittik.
 

Teleferiğimiz ve kaptan. Arkadakini tanımıyorum :)


daha yakından
Gitmeeeee

Krokiden de görüleceği üzere doğanın içinde baya büyük bir park, ayrıca çok eğlenceli. Yıllar sonra dönme dolaba bindim, utanmasam atlı karıncaya da binecektim :)
Hafta sonu olduğu için oldukça kalabalıktı. Yukarı çıkış 1 lari. Her bir oyuncak için kapıdan bilet alıyorsunuz genelde 1 lari.
 


Fena yöntem değil: )
  
Paris Dakkar Kutasi'de
 

İşte dönme dolabımız. Yalnız, tek bir dönüşte, 180 derece olacak şekilde sadece iki kabine binilmesine izin veriyorlar :)
Helecandan dönme dolaba binen, bindikten sonra yüksekten korktuğunu hatırlayan sevdiceğim :)
Yukarıdan manzara harika. Artık iyi bir fotoğraf makinası alma zamanı geldi sanırım





Park, bu ağaçlar ile çevrili, o kadar devasalar ki, sizi kafanızı kaldırıp gökyüzüne bakmaya, güzelliklerini görmeye zorluyor... 


Aşağıya inme vakti

Aşağıya indiğimizde bizi bu ufaklık karşıladı. Bir süprizi varmış:)
İşte süpriz; bir sokak defilesi. 1933'ten 2013'e Gürcistan'ın Seksen Yılı Defilesi ( tarihler doğru da isim konusunda emin değilim:) )


Defilenin ardından şehri gezmeye devam ediyoruz, hava gittikçe kararıyor ve sokak lambaları yanmaya başlıyor...

Opera Binası
Öğretmenlere yönelik bir bina ama ne olduğunu bilemedim

Çok uslu, disiplinli ve çalışkan bir öğrenci olduğumu anlatıyor :))
Yaratıcı bir çalışma olmuş
Eski sovyet geleneği geniş meydanlardan biri daha




Huzurlu bir şehir Kutaisi

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çeçenistan Caharkala (Grozni)- Dağıstan Mahaçkale-Budenovsk

Volvograd (Stalingrad) - Mamayev Kurgan Tepesi ve Panorama Müzesi

Kapiskor (Morskoye) - Şelen (Gromovka) - Kapustalik (Sadove)