Kazbegi-Viladikavkaz-Çeçenistan Caharkala'ya (Grozni) varış
Erken kalkan yol alırmış. Peynir, tatlı, yoğur ve müslüden oluşan güzel bir kahvaltının ardından, İnsanın tenini okşayan sabah rüzgarının serinliğinde, taze güneş ışığı ile aydınlanmış güne bırakıyoruz kendimizi.
Motosikletin üzerinde bir saat geçirince okşayan rüzgar yerini titremeye bırakıyor :) Socar benzinlikte durup biraz ısınıp içliklerimizi giydikten sonra, ikinci durağımıza kadar daha konforlu bir yolculuk yaptık. İşte ikinci mola yeri Ananuri...
Aragvi Dükü tarafından inşaa ettirilen Ananuri Kalesinin ilk kısımlarının 13. yy'da yapıldığı biliniyor. UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan kale, Gürcü Askeri Yolu üzerinde yer alıyor ve Tiflis'e 60-65 km uzaklıkta.
Kalede, biri kare diğeri silindirik olmak üzere iki tane burç var.
Aragvi nehri kıyısında yer alan Ananuri kalesinde, 17. yy'a ait Virgin ve Asur Kiliseleri yer alıyor. Kilise aktif durumda ancak içini gezmedik.
Her turistik mekanda olduğu gibi burada da yöresel eşyaları bulmak mümkün. Geldiğimizde iki büyük otobüs vardı, sanırım amerikalılar, alışveriş yapıyordu.
Aşağıdaki teyze oldukça yaşlı hatta hasta buna rağmen satış yapmak için güneşin altında bekliyor, yaşlılara kıyamıyorum:(
Fiyatlar 20 lari ile 50 lari arasında değişiyor
Yerimiz olsa rüzgar ile birlikte hareket eden bu güzel atı almak isterdim :)
Kazbegi'ne yüz km'den az kaldı, heyecanlıyım. İlk seferinde sonbahardı, hava serindi, yoldan dolayı çok sıkıntı çekmiştik. Yakınlaştıkça inecik ve domuzlara koyun sürüleri de ekleniyor, bu görüntü Gürcistan için çok olağan
Yukarı doğru çıktıkça maviye griler çalınıyor. Yeşili kimi zaman gri kimi zaman mavi süslüyor
Artık gitme vakti
Daha da yukarı çıktıkça grinin hakimiyeti kendini gösteriyor, hava biraz daha soğuyor...
Bu yolda giderken mp3 playerda çalan şarkı Leonard Cohen - Hallelujah idi. Sanki yakışmış gibi ne dersiniz?
Duvarlarda sanırım Aleksandre Kazbegi'nin romanı Elguca anlatılıyor. Türkçe'ye Gürcü yiğidi Elguca ile Çerkez güzeli Mzağo olarak çevrilmiş. Ancak buna ilişkin kesin bir bilgim yok, bilen varsa yazarsa sevinirim.
Yol geçen seneye göre daha da bozulmuş, yol çalışması vardı ne kadar etkili olacak bilmiyorum. Biz bile motosikletle o kadar zorlanırken siz bir de tırların durumunu düşünün.10-15 km hız ile bol çukurlu dar yollarda taşıma yapıyorsunuz
Yükseğe çıktıkça hava kararıyor. Yamaçlardaki karlar henüz erimemiş, nehirlere akan su yolları hala kar tabakarının altından gün ışığını tadamamış...
Oki'ye not: Oki, KTM'yi satma cross harika
Fotoğraflara çok fazla yansıtamamışım ama yol o kadar kötü ki, geçen sene Burçin iyi ki beni dinlememiş tez zamanda geri dönmüşüz diye düşünüyorum. Kazbegi'ne vardığımızda Burçi'nin de aynı şeyi düşündüğünü şu cümle ile öğreniyorum "Allah seni korumuş, seni dinleyip devam etseydik seni boşarmışım:). Ucuz atlatmışım:)
Yükseklik bu zorlu yolda ne kadar bilmiyorum ama fotoğraf çekme için durduğumuz daha rahat bir bölgede navigatör 2000 metreyi gösteriyor. Burada yol düzelmiş, güneş yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı.
Sol taraf yerleşim yeri ne yer ne içerler ne ile geçinirler bilmiyorum. Biliyorum Türkiye'de de var, onlara da şaşırıyorum...
Kazbegi'nde ülkenin kayak merkezleri yer alıyor. Aynı zamanda doğal bir tracking alanı. Sameba Kilisesi'ne yürüyebileceğiniz gibi, meydanda yer alan araçlar ile de çıkmanız mümkün.
Sameba Kilisesi ve Aleksandre Kazbegi

Elinizde lari kaldıysa, meydanda taksicilik ve oda kiralaması yapan Vasily'den rubleye çevirebilirsiniz. Vasily, metal larilerilerimizi "bunlar sadece bozuk işe yarmaz bana verin" karşılığını vermeden almak istiyor ama yer mi anadolu çocuğu, onlara için de 2 dolar alıyoruz (tabi ki eksik para veriyor, 4 dolar vermesi lazımdı: ))
ViladiKafkaz yolcusu kalmasın
Viladikafkaz, Kafkasların Hakimi'ne doğru yola çıkıyoruz. Dağlar arasına kurulmuş Gürcü Sınırı inşaat halinde olmasına karşın işlemler çok hızlı, motosikletten inmeden işlerinizi 10 dakika içinde hallediyorsunuz.

Gürcü sınırından sonra Rus sınırı 4-5 km ancak bu arada ışığın hapsolduğu üç tane tünel geçiyorsunuz. Tünellere girmeden önce bir kafa lambası takmanızı tavsiye ederim. Özellikle giriş ve çıkışlarda olmak üzere derin ve büyük çukurlar var. Çok düşük hızda olmama karşın çukura girmemle gezinin sonun geldiğini düşünmen bir oldu. Allahtan bir sorun çıkmadı.
Rus tarafında bizi uzun bir kuyruk karşılıyor. Tecrübeli olanlar 15 dakikada içeride olacağımızı söylüyor. Sınır kapısı, yazın (Nisan-Ekim arası diye hatırlıyorum) saat 22.00'ye kadar açık ancak kışın kapanış 18.00. Hatta bazı günler kapalı oluyormuş.
15 dakikada içerideyiz ancak çıkışımız iki buçuk saati buldu. İki kapıda işlem yapılıyor. Birinde pasaportlar ikincisinde araçların bildirimi yapılıyor. Bizim bu kadar zaman kaybetmemizin nedeni; tecrübesiz olmamız ve gümrük çıkışını sovyet zamanı gözlüklü bir teyzenin yapıyor olması.
Şöyle ki, ilk kapıdan sonra işiniz bitti denilince bastık geçtik ancak aşağıdaki beyannameden doldurmanız gerekiyormuş, bariyerler açık olduğu için polisler birbirine girdi:)) Beyannameden iki tane doldurmak gerekiyormuş biz bir tane doldurmuşuz, ilk doldurduğumuzda üzerinde ufak düzeltmeler yapmıştık, onları yeniden doldurmamızı istediler üstüne teyze ve diğer bekleyenler vs. vs.
Beyannamenin doldurulmuş bir örneğini yanımıza almıştık, iyi ki almışız Rusçanız iyi değilse doldurmanız zor. Bunun yanı sıra "göçmen kartı" formu doldurmanız gerekiyor istemeyi unutmayın. Bizden Rusya çışında istediler, çıkışta doldurduk ancak bazı oteller sorun yapabiliyor.
Sınırda geçen her bir dakika bulutların daha da fazla toplanmasına neden oldu ve sınır bizi sağnak yağmur ile uğurladı. O kadar bunlamıştık ki bir an önce çıkmak için yağmurlukları giymeden yola koyulduk, ancak hata yapmışız. 10 km sonra benzinlikte durduğumuzda üstümüz hayli ıslanmış, Burçin'in botları sırılsıklam olmuştu. Şehre vardığımızda bir taksiciye otel sorduk bizi Otel Viladi Kafkaz'a götürdü ancak yer yokmuş o da bir başka otele yönlendirdi.Yine bir taksinin ardından asansörü bile Sovyet zamanından kalma bir otele gittik, ismini hatırlamıyorum ancak üniversiteye yakındı. Kaldığımız en pahalı otele (2600 ruble) yerleştikten sonra kurutma çalışmaları başladı.
Duş alıp kendimize geldikten sonra karnımızı doyurmak üzere dışarı çıktık. Soldaki üniversite binası.Girişte ilk rektörlerinin heykeli yer alıyor.
Bulduğumuz bir restoranın en rüküşleri ve rusça bilmiyenleri olarak karşıdaki marketten alışveriş yapmaya karar verdik (anlaşmaya çalşımak bile o kadar yorucu olacaktı ki!)
Mücver, deniz mahsulü salatası, çibörek, fırın mantarardan oluşan yemeğimizin ardından çok fazla dayanamış uyumuşuz.
Kahvaltının ardından (ekstra 150/kişi ruble) rotamız Çeçenistan Caharkala'ya (Grozni). Caharkala'ya 40-50 km kala durduğumuz benzinlikteki çeçen kadınları
Ve işte sonunda Grozni'deyiz
Bal ile Kaşık
Yorumlar
Yorum Gönder